24 Ekim 2009 Cumartesi
16.aydayız
16.ayla beraber çok değişiklik olmadı zaten geçenlerde yazmıştım.Sanki daha bir sakinledik(şu an dilimi ısırıyorum,çocuğunu ve kocanı övmüyecekmişsin büyükler öyle der).Bugün Arda'ya kahvaltısını yaptırdıktan sonra annecim şimdi de ben kahvaltı yapıcam odanda oynarmısın dedim O da gitti tüm oyuncaklarını uzun zamandır yüzüne bakmadıklarını bile sabırla inceledi evirdi çevirdi ama odasının kapısına en yakın kısmında oynadı çünkü beni görebilmesi ve onay alabilmesi için.
10 gün önce Ardacımın odasını tamamen ayırdık uzun zamandır beni en mutlu eden olaylardan bir tanesi buydu.O çok memnun değil babamız ve ben Arda bey tarafından sürekli uyandırılıyoruz ki Arda'nın gece uyanma huyu pek yoktu,sorunu olmadığı zamanlarda,ama ayrı odada yattığından beri 3-4 kez uyanıyor.Her gece değil tabi ama genellikle. Yılmak yok biz kararlıyız eninde sonunda olacaktı geç bile kaldık.
Aaa en önemli olayımız nihayet Arda 16 Ekim tarihinden itibaren yani 8 gündür yürüyor.16.ayımızda yürüdük nerdeyse neden böyle oldu tam olarak bilmiyoruz ama napalım her işte bir hayır vardır ne kadar mutlu oluyor anlatamam.Demek ki O da problem yapıyormuş.Kıyamam ben oğluma...
Annecim seni çok ama çoook seviyorum...
20 Ekim 2009 Salı
13 Ekim 2009 Salı
16.AYA DOĞRU
RAKAMLARI BİLMEDEN SAYMAK
Ana dilinizde rakamları ifade edecek kelimeler yoksa sayma işini yapabilir misiniz' Londra ve Melbourne Üniversitelerinin birlikte yürüttüğü bir araştırmaya göre, saymaya dayalı işleri doğuştan yapabilme yeteneğine sahibiz. Rakamlarla, rakamların yerini tutacak mimikler veya jestlerle hiç tanışmamış olsa da insan beyni sayabiliyor. Araştırmanın lideri, Prof. Brian Butterworth, "‘Beş’ kavramına sahip olmamız için ‘beş’ kelimesine ihtiyacımız yok, sayısal şeyleri doğuştan tanıma yeteneğine sahibiz. Saymayı gerektiren işleri rakamlar olmadan da yapabiliyoruz." diyor. Günümüze dek, sayma kavramıyla tanışık toplumlardan alınan örneklerle, sayı kelimeleri olmadan sayma işi gerektiren eylemlerin yapılamadığına dair kanıtlar sunulmuştu. Butterworth ve ekibi ise Avustralya kökenli yerlilerle, Aborijinlerle, çalışmış. Aborijin dilinde sayılar için var olan kelimeler çok kısıtlı, rakamları ifade edecek jest ve mimikse hiç yok. Araştırmacılar, 4-7 arası çocuklardan oluşan gruplar üzerinde çalışmış. Çocukların seçildiği yerli grubunun sayılara ilişkin kelime dağarcığıysa şöyle: bir, iki, birkaç, çok ve sadece ayinlerde kullanılmak üzere 20’ye kadar sayılar. Çocuklar ayinlerde kullanılan kelimeleri hiçbir şekilde bilmiyorlar. Araştırmacılar ayrıca Melbourne’da İngilizce konuşan bir grup yerliyle de çalışmış. Çalışmaları süresince araştırmacılar, "Kaç tane'", "Bu iki grup aynı sayıda nesne içeriyor mu'" gibi soruları doğrudan soramadıkları için özel görevler geliştirilmiş. Örneğin, çocuklardan birbirine çarpan iki çubuğun sesi dinletilerek duydukları ses kadar markayı bir yere koymaları istenmiş. Burada çocuklar seslerle hareketleri birleştirerek iki farklı yöntem arasında akıllarından bir bağ kuruyorlar. Görsel ve işitsel örgüleri birleştiriyorlar. Benzer görevlerle yürütülen araştırmalar sonucunda, yapılan işlerde rakam kavramı ile hiç tanışmamış olan grup tanışmış olanlarla aynı seviyede veya daha ileri düzeyde başarı göstermiş. |