28 Aralık 2009 Pazartesi
24 Aralık 2009 Perşembe
18. ay
Bugünlerde Arda'yı akşamları uyuturken epeyce zorlanıyorum çok zor uykuya dalıyor daha doğrusu bir türlü dalamıyor,nedenini çözemedim yavrum benim derdini hala tam olarak anlatamıyor ki...Ama bu aralar yine çok emmeye düştü ,tabi beyimiz hala emerek uyuyor,bu sebepten dolayı da uyumuyor olabilir.Ya da yine diş sendromu olabilir.Geceleri de iki kere uyanıyor alışkanlık haline getirdi ve direk anne diyor ve emip uyumak istiyor yine,bir kaç gecedir bir kere babası oyalıyor ikincide emziriyorum.Buna diyecek yok hadi neyse ama emzirirken ikimizde uyuyup kalıyoruz ve zaten sabaha karşı olduğu için Arda bizim yatağımızda uyanmış oluyor.Öğlenleri de hala beşikte yattığı için odasında başka bir ,tek kişilik yatak var onda uyutuyorum ve beşiğini istemiyor.Bu yeni başladı.Örneğin annecim hangisi senin yatağın diyorum dediğim tek kişilik yatağı ve bizim yatağımızı gösteriyor bunu çözmem lazım .Bizim en büyük sorunuz bu.
Tuvalet alışkanlığında istikrar yok,gelişine, bazen beze canı isterse de kaka diyor ve doğru lazımlığa gidiyoruz işlem tamam,şimdilik itiraz yok ben lazımlığa oturalım dediğimde ama çocuk bu saati saatine uymuyor ki ya da benim oğlum böyle...
Daha bizimkinde itirazlar tutturmalar pek başlamadı daha çok anlamıyor herhalde ,çok bilincinde değil bence ama bazen çığlık atıyor ilgilenmiyorum diye daha doğrusu ona öyle geliyor yoksa babasınında dediği gibi işimiz Arda gücümüz Arda:))
Oyun grubu çok iyi olucak bende de çok istiyorum ama ayarlamamız lazım.
Kelime sayımız artıyor her dediğimizi söylemeye çalışıyor,anneannesiyle telefonda konuşuyor kendince (çok komik).2 kelimeli cümle kullanıyoruz anne otuu,anne kapa gibi.Örneğin kapattı yerine kapattii diyor,kurbağa kubaaa gibi.
Ama kitaplar bu aralar Arda'nın dikkatini çok çekmiyor.Eşleştirme ya da zıt kavramları soruyorum istemiyor,zorlamıyorum.Geçen gün 6-7 tane değişik boyutta ve renkte şişe ve kavanozları kapaklarını ayırarak önüne koydum ve hepsinin doğru kapağını bulup kapatmasını istedim ve kısa bir sürede tamamladı. Bu da bir eşleştirmemidir?Bu aralar bu tarz oyunlar ve etkinlikler istiyor örneğin bul tak oyuncaklara taktı çok hoşlanıyor yaparken ve daha çok oyuncaklarıyla oynuyor başladık oyuncak oynamaya,beni görebileceği mesafeden odasında tek başına oynuyor çok uzun zaman olmasada başlangıç için fena sayılmaz.
Yalnız bugünlerde şöyle bir problemimiz var. Öğle uykusundan uyandıktan sonra bir süre huysuzluk yapıyor kucağımda kalmak ve emmek istiyor,iki saniye yanından ayrılamıyorum normalde çok ağlamayan çocuk nasıl ağlıyor...Bu da başka bir sorun...
İşte bu duygu ve düşüncelerle 18. ayımızı tamamlıyoruz tam bugün.Canım oğlum nice aylara...
(Ya aynı toplantı tutanağı gibi oldu alışkanlık ne de olsa)
18 Aralık 2009 Cuma
Büyüdükçe değişen sorunlar
Tuvaletinide bazen beze bazen lazımlığa yapıyor,dikkat ettim bezde ne kadar pis kokuyor lazımlıkta o kadar kötü değil.
Kimi zaman çok hırçınlaşıyor,kimi zaman ağlama krizine giriyor.Örneğin dün uyurken duş alıyordum ve uyandı ben de banyoya getirdim duşakabini kapatınca başladı ağlamaya korkuyorum diyor ve ağlıyor.Hem de nefesi kesilircesine...Bir çok şeyden korkuyorum diyor.Ne yapıcam bakalım doktorada sorarım gidince,böyle işte.
Ama kitapla baya rahatlıyor,oyalanıyor.
Bir de Tuna'nın dr.nun dediği gibi yalnız oynamaları gerekli,bunu alıştırmak lazım
17 Aralık 2009 Perşembe
En güzel hediye
Bir daha dünyaya gelsem nasıl bir çocuk istiyorsunuz deseler yine Arda hep Arda derdim.Acaba Arda ne derdi benim için?Her ne kadar beni üzsen,yorsan ve sinirlendirsen bile...
Artık 18.ayı doldurmana günler kaldı sen ne güzel ki büyüme telaşındasın ben ise yaşlanma korkusundayım.Korkuyorum ama hayatın kanunu yine de yaşlanıyorum. Her yaşın ayrı bir güzelliği var mı bakalım yeni yaşımla görücem.
Doğum günümün ilk saatlerini seninle paylaşmak istedim canım oğlum...
Ama baban senden önce kutladı yeni yaşımı...
Birlikte nice yaşlara bebeğim ...
Sen tüm hayatım boyunca en güzel hediyesin bana...
24 Ekim 2009 Cumartesi
16.aydayız
16.ayla beraber çok değişiklik olmadı zaten geçenlerde yazmıştım.Sanki daha bir sakinledik(şu an dilimi ısırıyorum,çocuğunu ve kocanı övmüyecekmişsin büyükler öyle der).Bugün Arda'ya kahvaltısını yaptırdıktan sonra annecim şimdi de ben kahvaltı yapıcam odanda oynarmısın dedim O da gitti tüm oyuncaklarını uzun zamandır yüzüne bakmadıklarını bile sabırla inceledi evirdi çevirdi ama odasının kapısına en yakın kısmında oynadı çünkü beni görebilmesi ve onay alabilmesi için.
10 gün önce Ardacımın odasını tamamen ayırdık uzun zamandır beni en mutlu eden olaylardan bir tanesi buydu.O çok memnun değil babamız ve ben Arda bey tarafından sürekli uyandırılıyoruz ki Arda'nın gece uyanma huyu pek yoktu,sorunu olmadığı zamanlarda,ama ayrı odada yattığından beri 3-4 kez uyanıyor.Her gece değil tabi ama genellikle. Yılmak yok biz kararlıyız eninde sonunda olacaktı geç bile kaldık.
Aaa en önemli olayımız nihayet Arda 16 Ekim tarihinden itibaren yani 8 gündür yürüyor.16.ayımızda yürüdük nerdeyse neden böyle oldu tam olarak bilmiyoruz ama napalım her işte bir hayır vardır ne kadar mutlu oluyor anlatamam.Demek ki O da problem yapıyormuş.Kıyamam ben oğluma...
Annecim seni çok ama çoook seviyorum...
20 Ekim 2009 Salı
13 Ekim 2009 Salı
16.AYA DOĞRU
RAKAMLARI BİLMEDEN SAYMAK
Ana dilinizde rakamları ifade edecek kelimeler yoksa sayma işini yapabilir misiniz' Londra ve Melbourne Üniversitelerinin birlikte yürüttüğü bir araştırmaya göre, saymaya dayalı işleri doğuştan yapabilme yeteneğine sahibiz. Rakamlarla, rakamların yerini tutacak mimikler veya jestlerle hiç tanışmamış olsa da insan beyni sayabiliyor. Araştırmanın lideri, Prof. Brian Butterworth, "‘Beş’ kavramına sahip olmamız için ‘beş’ kelimesine ihtiyacımız yok, sayısal şeyleri doğuştan tanıma yeteneğine sahibiz. Saymayı gerektiren işleri rakamlar olmadan da yapabiliyoruz." diyor. Günümüze dek, sayma kavramıyla tanışık toplumlardan alınan örneklerle, sayı kelimeleri olmadan sayma işi gerektiren eylemlerin yapılamadığına dair kanıtlar sunulmuştu. Butterworth ve ekibi ise Avustralya kökenli yerlilerle, Aborijinlerle, çalışmış. Aborijin dilinde sayılar için var olan kelimeler çok kısıtlı, rakamları ifade edecek jest ve mimikse hiç yok. Araştırmacılar, 4-7 arası çocuklardan oluşan gruplar üzerinde çalışmış. Çocukların seçildiği yerli grubunun sayılara ilişkin kelime dağarcığıysa şöyle: bir, iki, birkaç, çok ve sadece ayinlerde kullanılmak üzere 20’ye kadar sayılar. Çocuklar ayinlerde kullanılan kelimeleri hiçbir şekilde bilmiyorlar. Araştırmacılar ayrıca Melbourne’da İngilizce konuşan bir grup yerliyle de çalışmış. Çalışmaları süresince araştırmacılar, "Kaç tane'", "Bu iki grup aynı sayıda nesne içeriyor mu'" gibi soruları doğrudan soramadıkları için özel görevler geliştirilmiş. Örneğin, çocuklardan birbirine çarpan iki çubuğun sesi dinletilerek duydukları ses kadar markayı bir yere koymaları istenmiş. Burada çocuklar seslerle hareketleri birleştirerek iki farklı yöntem arasında akıllarından bir bağ kuruyorlar. Görsel ve işitsel örgüleri birleştiriyorlar. Benzer görevlerle yürütülen araştırmalar sonucunda, yapılan işlerde rakam kavramı ile hiç tanışmamış olan grup tanışmış olanlarla aynı seviyede veya daha ileri düzeyde başarı göstermiş. |